Stres, kendimizi baskı altında veya tehdit altında hissettiğimizde nasıl tepki verdiğimizdir. Baskı ya da tehdit karşısında verdiğimiz tepki, zihnimiz tarafından yönetiliyor. Diyelim ki evden çıktınız ve saatli bir randevunuz var, trafiğe yakalandınız ve zamanında orada olamayacaksınız. Bu bir baskı ve tehdit oluşturur. Bu strese neden olur. Buradaki otomatik tepkiniz trafiğe yakalandığınız ve randevunuza geç kaldığınız için söylenmek ve yakınmak gibi zihinsel eylemler olabilir. Bu da strese verdiğiniz tepkidir. Olan şey sadece trafiktir. Bu değiştirilemez. Burada değiştirilebilecek tek şey trafiğe verdiğiniz zihinsel tepkinizdir. Olanı değil ama olanla olan ilişkinizi değiştirebilirsiniz. Sizi strese sokan uyaran ile davranışınızı oluşturan tepki arasında bir boşluk var.* Mindfulness, tepki vermek yerine yanıt verebilecek özgür seçimi size sağlayabilir. Bunun altın anahtarı fark etmek, farkında olmaktır. Birincisi zihinsel durumunuzu fark etmek. İkincisi zihninizden geçen düşünceleri fark etmek. Üçüncüsü bedensel duyumlarınızı fark etmek. Dördüncüsü fark ettiklerinizi merakla ve yargılamadan izlemektir. Fark ettiklerinize şefkatle ve dost bir tavırla yanıt vermektir. Dikkatinizi kendi duyumlarınıza ve düşüncelerinize verdiğinizde tepki değil cevap verirsiniz. Düzeltmeye, onarmaya, bastırmaya çalışmadan kendi içimizde farkındalık ışığını yakar, kendi içimizde bizi tetikleyen şeylerle aramıza nezaket dolu bir mesafe koyarız. Trafik düzelmez ama ona verdiğimiz yanıt değişir. “Yaşantın, hayatın sana kattıklarıyla değil, senin hayata bakış açınla belirlenir; başına ne geldiğiyle değil, başına gelene nasıl yaklaştığınla alakalıdır.” Halil Cibran