Öz Eleştiri ve Öz Şefkat

oz-elestiri
Blog

Öz Eleştiri ve Öz Şefkat

Yine aynı hataya düştüm. Ne kadar beceriksizim. Çok tembelim. Her şeyi mahvettim.” Bu ve bunlara benzer kendinizle ilgili sert öz eleştirel bir diliniz olabilir. Kendimizi mükemmelleştirmeye o kadar meylimiz var ki, olanı reddediyoruz. Kendimize hiç hata yapma payı vermiyoruz. Kendimizi tolere etmiyoruz, edemiyoruz. Aslında bunu nasıl yapacağımızı bilmiyoruz. Dr. Masaru Emoto’nun deneyinde iki kavanoza eşit miktarda pirinç konup üzeri su ile doldurulup ilk kavanoza “seni seviyorum, çok güzelsin,” yazılı ikinci kavanoza “senden nefret ediyorum, iğrençsin,” yazılı birer etiket yapıştırılır. İki kavanoza bir ay boyunca her gün sabah akşam etiketlerinde yazılı olan sözcükler söylenir. Bir ay sonra; ilk kavanozdaki pirinçler söylenen sevgi sözcüklerinin etkisiyle bembeyaz ve sağlıklı bir biçimde büyür. İkinci kavanozdaki pirinçler nefret söyleminin etkisiyle küçülür ve simsiyah olur. Bu çalışmaların sonucunda Dr. Masaru Emoto insanlara ” Tüm dünyadaki ve vücudunuzda taşıdığınız su pozitif duygularla şekil alıyorsa bu demektir ki sağlığınız da, mutluluğunuz da, barış da düşüncelerinize ve ağzınızdan çıkan kelimelere bağlıdır. Hayat sizi zorlayacak sınavlarla dolu. Bu sınavdan geçmenin tek yolu, sadece ve sadece negatif düşünceye olan direncinizle mümkün olacaktır.” mesajını vermiştir. Birine her gün ne kadar beceriksiz ve çirkin olduğunu söyleyerek ona kendisini değerli hissettirebilir misiniz? Bu çok gerçekçi bir yaklaşım değil. Yapılan deneyden de görüldüğü gibi su, pirinç bile kelimelere karşı tepki verirken biz kendi zihnimizi ve kalbimizi hangi acımasız kelimelerle dolduruyoruz. Dünyada Öz Şefkati bilimsel verilere ve kanıtlara sunan Dr. Kristin Neff diyor ki; Sizi kendinizle ilgili bu kadar tatminsiz ve acımasız kılan o gerçekçi olmayan mükemmellik beklentileriniz. Bu mükemmeliyetten vazgeçerek, gerçek ve kalıcı tatmine giden kapıyı açabilirsiniz. Tüm bunlar acı ve zorluk anında ihtiyacınız olan şefkati vererek mümkün olur. Huzursuz olan zihnimizi öz şefkatle yatıştırdığımızda, neyin yanlış neyin doğru olduğunu daha iyi fark edebilir, böylece kendimizi bize neşe veren şeye yönlendirebiliriz.