Mindfulness ve Şefkat

Hayatın Tam İçinde, Anda Kalma Sanatı: Mindfulness ile Tanışın

Zaman zaman kendinizi günün koşuşturması içinde kaybolmuş hissediyor musunuz? Düşünceleriniz geçmişle gelecek arasında mekik dokurken, şu anı kaçırdığınızı fark ediyor musunuz? İşte tam da bu noktada mindfulness devreye giriyor.

Mindfulness nedir?

Mindfulness, en basit tanımıyla, dikkatimizi içinde bulunduğumuz ana, yargılamadan ve kabulle yönlendirme becerisidir. Anda olanı olduğu gibi fark etmek; duyularımızla, bedenimizle, duygularımızla ve düşüncelerimizle gerçek bir temas kurmaktır.

Zihnimiz çoğu zaman geçmişte yaşananlar ya da gelecekte olabilecekler üzerine çalışır. Bu da kaygıyı, stres seviyesini ve duygusal dalgalanmaları artırabilir. Mindfulness ise zihnimizi bugüne, “şu an”a nazikçe davet eder.

Bilimsel Bir Yaklaşım

Mindfulness binlerce yıllık kadim öğretilere dayanır ancak günümüzde bu yaklaşım, güçlü bilimsel temellerle desteklenmektedir. Harvard, Oxford ve MIT gibi önde gelen üniversitelerde yapılan araştırmalar, düzenli mindfulness uygulamalarının stres düzeyini azalttığını, duygusal düzenlemeyi artırdığını, bağışıklık sistemini güçlendirdiğini ve hatta beyin yapısında olumlu değişimlere yol açtığını gösteriyor.

Jon Kabat-Zinn, 1979’da Massachusetts Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde Mindfulness Temelli Stres Azaltma Programını oluşturdu.

İngiltere’de birçok üniversitede olduğu gibi özellikle Oxford Üniversitesi’nde, Mindfulness Merkezi Psikiyatri departmanına bağlı olarak 2008 yılından bu yana yüksek lisans, araştırma ve eğitim faaliyetleri yürütülmektedir.

Bangor üniversitelerinde 2001 yılında Prof. Mark Williams tarafından kurulan Bangor Üniversitesi Mindfulness Merkezi’de Psikoloji bölümüne bağlı olarak eğitici eğitmenliği programları ve bilimsel araştırmalar merkezi olarak çalışmaya devam ediyor.

Massachusets General Hospital, Harvard Üniversitesi, Toronto Üniversitesi, Wisconsin Üniversitesi, UCLA ve Carnegie Üniversitesi’nde Mindfulness Temelli Stres Azaltma Programı üzerinde pek çok araştırma yapmıştır.

2013 yılında bilim ve tıp literatüründe mindfulness ve klinik uygulamaları üzerine 2.500’e yakın makale var. Mindfulness ile sağlık ve duygusal iyi oluş için klinik uygulamaları ve bu uygulamaların etkilerini arttıracak mekanizmalar üzerine profesyonel ilgi iyice artmış ve bu alanda giderek artan sayıda araştırmalara devam edilmektedir.

Dünyanın dört bir yanındaki laboratuvarlarda ve kliniklerde uzun çalışmalar sonucu elde edilen bu araştırma sonuçları, bilim insanlarının zihinle ilgili düşüncelerini değiştirmekte ve mindfulness’ın faydalarını bizzat yaşamış binlerce kişinin deneyimlerine güvenmemizi sağlamaktadır.

Örneğin, yapılan beyin görüntüleme çalışmaları, mindfulness uygulamalarının beynin dikkat, hafıza ve empati ile ilişkili bölgelerinde kalınlaşma sağladığını ortaya koyuyor. Ayrıca depresyon, anksiyete, kronik ağrı ve uyku bozuklukları gibi birçok durumda etkin bir destekleyici yöntem olarak kullanılıyor.

Sadece Bir Teknik Değil, Bir Yaşam Biçimi

Mindfulness sadece bir meditasyon pratiği değil, bir yaşam duruşudur. Yemek yerken, yürürken, bir sohbet sırasında, hatta diş fırçalarken bile mindfulness ile yaşam daha derin ve tatmin edici hale gelebilir. Çünkü gerçek doyum, yalnızca anda mümkündür.

Neden Mindfulness Öğrenmelisiniz?

Daha az stres ve daha fazla dinginlik için

Zihinsel netlik ve odaklanma becerisi için

İlişkilerde daha fazla anlayış ve empati için

Duygusal dayanıklılık ve içsel güç için

Uyku ve yemek düzeni için,

Kendinize karşı daha şefkatli olabilmek için

Ve elbette herkes farklıdır, kendi hızında destek görecektir.

Siz de Mindfulness ile Tanışın

Eğer siz de hayatın akışına daha bilinçli, daha nazik ve daha farkında bir yerden katılmak istiyorsanız, doğru yerdesiniz. Burada sizi yargılamadan, aceleye getirmeden, sadece sizin kendi hızınızda ilerleyebileceğiniz bir yolculuk bekliyor.

Mindfulness uygulamalarıyla hem içsel kaynaklarınıza bağlanabilir hem de yaşamın sunduklarını daha derin bir farkındalıkla karşılayabilirsiniz. Bu yolculukta size rehberlik etmekten mutluluk duyarız.

Şimdi bir nefes alın… ve o nefeste olduğunuzu fark edin.

Her şey tam da burada başlıyor.

Mindfulness ve Şefkat Akademi

Kendine Nazik Olmak Bir Zayıflık Değil, Derin Bir Güçtür:
Şefkat ve Öz Şefkat ile Tanışın

Hayatın kaçınılmaz bir gerçeği var: Hepimiz zorlanıyoruz. Hepimiz zaman zaman başarısız oluyor, inciniyor, savunmasız kalıyor ve hayal kırıklığına uğruyoruz. İşte bu anlarda en çok ihtiyacımız olan şey ne başarı ne onay ne de mükemmellik… Asıl ihtiyaç duyduğumuz şey şefkat.

Peki şefkat nedir?

Şefkat Odaklı Terapi’nin yaratıcısı Dr. Paul Gibert şefkati şöyle tanımlıyor; Şefkat, kendimizin ve diğerlerinin acılarına karşı duyarlı olabilme ve onu hafifletme ve önlemeye dair bağlılıktır.

Öz şefkat ise zorlandığımız, hata yaptığımız ya da kendimizi yetersiz hissettiğimiz anlarda, kendimize bir dost gibi yaklaşabilme becerisidir.

Dr. Kristin Neff’in öncülüğünde yapılan bilimsel araştırmalar, öz şefkatin psikolojik sağlamlık, öz düzenleme, yaşamdan memnuniyet ve sağlıklı ilişkiler üzerinde doğrudan etkili olduğunu ortaya koymaktadır. Öz şefkat düzeyi yüksek bireyler daha az depresyon ve anksiyete yaşarken, motivasyonlarını içsel bir kaynaktan alabilirler. Başarılarını kendi değerleriyle tanımlar, düşsel değil gerçekçi hedefler koyarlar.

Öz şefkat, kendini şımartmak değildir.

Kendine acımak ya da sorumluluktan kaçmak hiç değildir. Tam tersine, kendini tüm açıklığıyla görmek, zorlandığını fark etmek ve aynı zamanda kendini destekleyebilmektir. Tıpkı yakın bir arkadaşının acısını duyup onun yanında olurken gösterdiğin yumuşaklık ve güç gibi.

Bilim ve Öz Şefkat

Nörobilim alanında yapılan çalışmalar, şefkatin sadece psikolojik değil, biyolojik bir etkisi olduğunu da gösteriyor. Öz-şefkat pratiği sırasında parasempatik sinir sistemi (rahatlama ve onarım sistemi) aktif hale gelir. Kalp ritmi yavaşlar, beden gevşer, oksitosin salgılanır — yani beyin bir tür “güvendeyim” mesajı alır. Bu da stres ve yoğun duygusal durumlarla başa çıkma kapasitemizi artırır.

Öz-şefkat bir beceridir, öğrenilebilir.

İyi haber şu ki, öz şefkat doğuştan gelen bir özellik değil; geliştirilebilen, güçlendirilebilen bir beceridir. Meditasyon, mindfulness temelli uygulamalar, bilinçli diyalog ve somatik çalışmalar sayesinde bu beceriyi içselleştirmek mümkündür.

Neden Öz Şefkat Pratiği Öğrenmeliyim?

İçsel eleştirmenin sesini dönüştürmek için

Kendine daha anlayışla ve kabulle yaklaşmak için

Duygusal dayanıklılığı artırmak için

Duygusal yaraları sarmak ve bütünleşmek için

Diğerlerine daha açık, daha empatik bir yerden yaklaşmak için

Şefkat bir lüks değil, bir ihtiyaçtır.

İnsan olmanın, yaralanabilir olmanın, sevmek ve bağ kurmak istemenin doğal bir uzantısıdır. Ve öz şefkat, dışarıdan beklediğimiz tüm anlayış ve desteği, önce kendimizde bulabilmemizin anahtarıdır.

Bu yolculuk bazen yumuşak bir kucaklama, bazen net bir sınır, bazen ise sadece “Sana inanıyorum” diyebilmektir. Biz bu yolculukta sizin yanınızda olmayı önemsiyoruz.